Ben
çocuklar gibi sevdim
Devler
gibi acı çektim...
Attila İLHAN
Attila İLHAN
karanlığın
arkasında kıvılcım gözlü orospular
gölgelerine
yaslanmış evliya gibi bekliyorlar
yalnızlıktan
da kurtulup yalnız kalmak isterim
.***
dün
gece châtelet’de metro’nun yanıbaşında durdum
yağmur
bilmediğim başka bir gökten yağıyordu
yağmur
saint-jacques kulesine doğru yağıyordu
yanımda
olduğun zaman her zamankinden yalnızım
***
kalbim
bakır bir mangır gibi boynuma asılmış
ondan
kurtulmak için sürgünlere gitmeye razıyım
nehir
gemilerinde muçoluk etmeye ölmeye
seni
terk etmeye razıyım parasız pulsuz çekip gitmeye
kur’andaki
bütün belâlara tevrattaki bütün belâlara
ibranice
öğrenmeye razıyım hapis yatmaya
kalbim
yüzünden mademki ellerimi parçaladım
mademki
en büyük düşmanım kalbim benim kendimin
onu
inkâr ediyorum kalbimi inkâr ediyorum
geceleri
benim için dua etmelisiniz
üçüncü
paralelde eski bir dünya gibi batacağım
malgaş
halkı birkaç yüzyıl hikâyemi anlatacak
****
kendimden
kurtulmak için gölgemi koridorda astım
Sisler
Bulvarı-Kaptan / Attila İlhan
KİMİ SEVSEM SENSİN
her şeyi terk ettim
her şeyi terk ettim
ne
aşk ne şehvet
sarışın
başladığım esmer bitiyor
anlaşılmaz
yüzü koyu gölgeli
dudakları
keskin kırmızı jilet
bir
belaya çattık
nasıl
bitirmeli
kimi
sevsem sensin / hayret
kapıların
kapalı girilemiyor
*
* *
kimi
sevsem sensin
senden
ibaret
hepsini
senin adınla çağırıyorum
arkamdan
şımarık gülüşüyorlar
getirdikleri
yağmur
sende
unuttuğum
hani
o sımsıcak iri çekirdekli
senin
gibi vahşi öpüşüyorlar
kimi
sevsem sensin / hayret
in
misin cin misin anlamıyorum
Attila İLHAN
,
Attila İLHAN
,
BÖYLE
BİR SEVMEK
ne
kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur
giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık
okşasam sanki çocuktular
bıraksam
korkudan gözleri sislenir
ne
kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle
bir sevmek görülmemiştir
hayır
sanmayın ki beni unuttular
hala
arasıra mektupları gelir
gerçek
değildiler birer umuttular
eski
bir şarkğ belki bir şiir
ne
kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle
bir sevmek görülmemiştir
yalnızlıklarımda
elimden tuttular
uzak
fısıltıları içimi ürpertir
sanki
gökyüzünde bir buluttular
nereye
kayboldular şimdi kimbilir
ne
kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle
bir sevmek görülmemiştir.
Attila İLHAN
Attila İLHAN
SEVMEK
İÇİN GEÇ ÖLMEK İÇİN ERKEN
akşamın
acı su karanlığı içinden
soğuk
kadife teması yalnızlığın
şuh
bir kahkaha balkonun birinden
gizli
işareti midir bir başlangıcın
sevmek
için geç ölmek için erken
başbaşa
çay elele yürümek derken
boğaz
vapurları mı iskele sancak
telefonda
kaybolmak sesini beklerken
insan
insanı yeniler doğrudur ancak
sevmek
için geç ölmek için erken
içimdeki
gökkuşağı besbelli neden
bulutların
içinden kuşlar yağıyor
bir
şiire başlarsın birini bitirmeden
hiç
kimse gözlerine inanamıyor
sevmek
için geç ölmek için erken
sevmek
sevildiğini bile farketmeden
yaklaştıkça
ölüm soğuk bir yağmur gibi
sevmek
zehir zemberek ve yürekten
gecikerek
de olsa vuruşur gibi
sevmek
için geç ölmek için erken
Attila İLHAN
Attila İLHAN
Gözlerin kaç gece eder,
Dudakların kaç karanfil?
Gülünce sehpalar devriliyor,
Kızgınlığın kaç yanardağı?
Attila İLHAN
BEN SANA MECBURUM
Dudakların kaç karanfil?
Gülünce sehpalar devriliyor,
Kızgınlığın kaç yanardağı?
Attila İLHAN
BEN SANA MECBURUM
Ben
sana mecburum bilemezsin
Adını
mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe
büyüyor gözlerin
Ben
sana mecburum bilemezsin
İçimi
seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar
sonbahara hazırlanıyor
Bu
şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta
bulutlar parçalanıyor
Sokak
lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda
yağmur kokusu
Ben
sana mecburum sen yoksun.
Sevmek
kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan
bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak
ustura ağzında yaşamaktan
Kimi
zaman ellerini kırar tutkusu
Bir
kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi
kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında
yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te
yoksul bir gramofon çalıyor
Eski
zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup
köşe başında deliksiz dinlesem
Sana
kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar
ellerimde ufalanıyor
Ne
yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben
sana mecburum sen yoksun.
Belki
haziran da mavi benekli çocuksun
Ah
seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir
şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki
Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün
ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki
körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü
rüzgar saçlarını götürüyor
Ne
vakit bir yaşamak düşünsem
Bu
kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne
vakit bir yaşamak düşünsem
Sus
deyip adınla başlıyorum
İçim
sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır
başka türlü olmayacak
Ben
sana mecburum bilemezsin.
Attila İLHAN
Attila İLHAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder